Welcome to Our Website

Çeliği hurdadan üreten Çolakoğlu enerjisini yeşil kaynaktan alacak

Başak Nur GÖKÇAM

Çelik endüstrisi tek başına küresel karbon emisyonunun yüzde 25’inden sorumlu. Dünya Çelik Derneği verilerine göre 2023 yılındadünyada üretilen çelik miktarı 1,8 milyar ton seviyesinde sabit kaldı. Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenlemesi’nden sorumlu tutulacak ilk 6 sektörden biri olan çelikte üretim miktarının sabit kalışı, sürdürülebilirlik hedefleri açısından gidilecek uzun bir yol olduğunun da kanıtı oldu.

Bunun nedeni, dünyadaki çelik üretim tarzının yüzde 70’inde yüksek emisyona neden olan bazik oksijen fırınlı fabrikalar kullanılması olarak ifade edilebilir. Üretiminin tamamını hurda atıklarından sağlayan Çolakoğlu Metalürji İnsan Kaynakları, Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Direktörü Kazım Selim Özkan, sektörü ve şirketin sürdürülebilirlik hedeflerini DÜNYA Gazetesi’ne anlattı. Çelik sektöründe iki ana üretim teknolojisi olduğunu belirten Özkan, “Bunlardan ilki cevherden üretim yapan entegre tesisler ki birincil çelik üretimi olarak geçiyor.

Cevheri eritmek için kömür türevlerini kullanıyor ve prosesin birçok noktasında karbondioksit emisyonuna sebep oluyorlar ve toplam karbondioksit emisyonu dünya ortalamasında yaklaşık 2 bin 200 kg/SıvıÇelik. Diğer üretim teknolojisi de metal hurdasından üretim yapan ark ocaklı tesisler. Metal hurda atıklarının ergitilerek yeniden kullanılabilir çelik haline getiren ve ergitme işlemi için elektrik kullanan bu teknolojiden oluşan toplam CO2 değeri ortalama yaklaşık 350 kg/SıvıÇelik” bilgisini verdi.

“En önemli azaltım potansiyelimiz yeşil kaynak”

Çolakoğlu Metalürji olarak üretim teknolojilerinde elektrikli ark ocağı kullandıklarını belirten Özkan, “2030 yılında yüzde 55 karbon emisyonu azaltımı hedefliyoruz.

2050’de ise hedefimiz sıfır emisyon sağlamak. Karbon azaltım hedeflerimizin ve yol haritamızın yer aldığı İklim Eylem Planımızı en kısa sürede paydaşlarımıza ileteceğiz. Bizim açımızdan en önemli kaynak elektrik olduğu için elektrik tüketimini minimuma indirmek, enerji verimliliği, enerji geri kazanımı ve kullandığımız elektriği yeşil kaynaklardan temin etmek bizim en önemli azaltım potansiyelimiz. Bu bağlamda yapacağımız yatırımlar ile her sene artan oranda yeşil enerji kaynağı sağlamaya çalışacağız” diye konuştu.

Dünya genelinde sektörümüzde sera gazı emisyonlarının büyük bir kısmını oluşturan cevherden üretim yapan entegre tesislerin dönüşüm hazırlığında olduğunu belirten Özkan, “Bu dönüşümle fosil yakıttan kurtulup hidrojen kullanarak cevheri işlemeye yönelik bir teknoloji dönüşümü planlanıyor. Entegre tesisler bu planlanan dönüşüm ile emisyon değerlerini mevcuttaki bizim değerlerimize düşürmeyi hedefliyorlar” diye konuştu.

“Üretime yapay zekâyı dahil edeceğiz”

Yeşil çeliğe yönelik yatırımlarına ilişkin bilgi veren Özkan, “Üretim süreçlerimizde maksimum verimliliğe ulaşmak için proses iyileştirmeleri, dijitalleşme ve yapay zekâ kullanımı gibi projelerimiz var. Üretim süreçlerimizdeki tüm hammadde girdilerimizi düşük karbonlu hale getirmek için tedarik zincirimizde yoğun bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda üretim süreçlerimizde ortaya çıkan yan ürün ve atıklarında oluşumunun engellenmesi ve geri kazanımı hususunda birçok projemiz var” dedi.

Türk çeliği düşük emisyonla üretiliyor

KPMG’nin son yayınladığı Çelik Sektörü Görünüm raporuna göre, Türk çelik sanayi üretimin teknolojisinde ise üretimin yüzde 70’inden fazlasının hurdaya dayalı elektrik ark ocaklı fabrikalarda sağlanıyor olması, bu alandaki emisyonumuzu diğer ülkelere kıyasla düşük seviyede tutma konusunda fayda sağlamaya devam ediyor. Veriler ışığında, Türkiye’nin ham çelik üretimi 2023 yılının ikinci yarısında 2022 yılının aynı dönemine düşük üretim miktarlarının sebep olduğu baz etkisi ile yüzde 10,4 büyüdü ve 16,1 milyon tondan, 17,8 milyon tona yükseldi.

“Çalışan sağlığı için 30 kişilik ekip kurduk”

ş sağlığı ve güvenliği alanındaki çalışmalara yönelik bilgi veren Çolakoğlu Metalürji İnsan Kaynakları, Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Direktörü Kazım Selim Özkan “Coğrafi bölgemizin tüm riskleri ile birlikte oluşabilecek acil durumlar değerlendirildi, bu kapsamda Acil Durum Yönetim Planımız hazırlandı.

Bu plan doğrultusunda çok yönlü olarak değerlendirmeler yapılarak donanımsal iyileştirmeler, yeteneksel gelişmeler ve acil durumlara hazırlıklı olma anlamında ekipman gereksinimleri ortaya kondu ve aksiyonlar alındı. 30 kişilik İSG ekibi ile tüm süreçlerimizde çalışan sağlığını ön plana çıkarmak için çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir